Salı, Ocak 09, 2024

 

                                        Türkiye Patlamanın Eşiğinde, yazan Ahmet Altan... 

12 Haziran 2007 tarihinde 2:36 pm tarihinde LE MONDE Gazetesinde yayınlandı, 12 Haziran 2007 2:36 pm tarihinde değiştirildi |  Zamanı4 dakikalık okuma

Türkiye büyük bir final maçına doğru gidiyor. Bu durum, korkulduğu gibi, bir ırk veya din çatışmasından kaynaklanmamaktadır. Ülke daha temel ve tehlikeli bir bölünme ile delik deşik olmuş durumda.

Birinci gurup: Bugün bir yanda bir eve girmeden ayakkabılarını çıkaran büyük bir insan kitlesi, başını örten kadınlar, kızlar son derece baskıcı kurallara maruz kalırken kafelere giden erkekler, evleri çıplak ampullerle aydınlatılan, popüler şarkı ile arabesk arasında müzikten zevk alan insanlar, belki de hiç kitap okumamış, hiç dans etmemiş, eşleriyle hiç restorana gitmemiş, hiç tiyatroya gitmemiş, çok az eğitim almış ve güçlü dini duygulara sahip erkekler.

İkinci gurup: Öte yandan, İstanbul'daki prestijli Robert Kolej'de okuyan, düğünlerde veya partilerde dans eden, sinemaya giden, bazen kitap okuyan, oldukça iyi bir eğitim seviyesine sahip, poptan klasiğe uzanan müzik zevklerine sahip olanlar da var. 

Belli bir zevkle dekore edilmiş evler ve başını örtmeyen kadınlar. Bunlar, kızlarının bir erkekle çıkmasına izin vermeyen, ancak bu olduğunda başlarını çeviren insanlardır. Tanrı'ya inanırlar ama nadiren dua ederler, karışık partilerde alkol içerler, basını takip ederler, talk show'ları izlerler ve aşağı yukarı Batı standartlarına göre yaşarlar.

Bu iki grubun yaşam tarzları birbirine hiç benzemiyor. Kilise müziği, dini ikonografi ve İncil'den uyarlanan hikayeler gibi unsurların beyazperdeye bile uyarlandığı Batı'nın aksine, Türkiye'de onları birleştirebilecek ortak bir kültürel zemin yok. Yaşamları, zevkleri ve inançları tamamen farklıdır. Ve hatta düşmanca.

Birinci grup Cumhuriyet yıllarında hor görülmüş, itibarsızlaştırılmış, kötü muamele görmüştür. Şimdi, sayısal olarak büyük, kendisini siyasi olarak örgütledi ve tüm seçimleri kazanacak siyasi güce sahip. Ancak Batı'nın bazı kriterlerini kabul ederek iktidara gelecek, bu yüzden demokratik değerleri sahiplenmeye ve Batı ile ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor.

İkinci grup azınlıktır ve Batı'nın siyasi kurallarına saygı gösterirlerse asla iktidara gelmeyeceklerini bildikleri için yavaş yavaş Batı'nın demokratik değerlerine düşman hale gelmektedirler.

Ordu bu kültürel parçalanmada önemli bir rol oynamaktadır. Kendisine düşman olan ikinci grupla işbirliği yapan birinci gruptan çocuklardan oluşur. Bir anlamda, ordu kendi köklerine ihanet ediyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri her iki tarafın da niyetlerini ortaya çıkardı ve çatışmalarının ne kadar şiddetli olduğunu ortaya koydu. Ordu tarafından desteklenen ikinci grup daha fazla seçim istemiyor. Ve her geçen gün, olası bir darbe söylentileri artıyor. Yine bir cuntadan söz ediliyor. Peki bir darbe durumunda ne olur?

Yaşam tarzı Batılı yaşam tarzına yakın olan ikinci grup, ordunun desteğiyle iktidara gelecek, ancak Batı'nınkini kaybedecek. Avrupa askeri darbeye karşı kararlı bir şekilde konuşacak. ABD, Kuzey Irak ve bir bütün olarak Orta Doğu'daki politikalarına destek karşılığında bir darbeyi kabul edebilirdi. Ancak Irak'ı "demokrasi" getirmek istediğini iddia ederek işgal eden bir ülke, dünyaya ve kendi halkına Türkiye'de bir askeri darbeyi desteklediğini açıklamakta zorlanacaktır. Bu nedenle, isteseler de istemeseler de bir darbeye karşı çıkmak zorunda kalacaklar. 

Peki, Batı'dan fon alan ve ordusu Batı'nın sağladığı silahlarla donatılmış olan bu ülke, Batı'yla bağlarını koparmak zorunda kalırsa ne yapacak?

Türkiye bir darbe yaşarsa, dünya daha önce hiç yaşanmamış bir olguya tanık olacak: 

Türkiye, Rusya ve İran ile ortaklık kurmaya çalışacak. 

Bu iki ülkeden silah, enerji ve finansman elde edecek. Rusya ve İran'dan gelen doğalgaz, petrol ve nükleer enerji, kısa bir süre için de olsa Türkiye'nin başını suyun üstünde tutmaya yetecektir. 

Ve Rusya, Türkiye ve İran'dan oluşan bir blokun küresel dengeyi değiştirmesi kaçınılmazdır. Orta Doğu'nun kontrolünü tamamen ele geçirecek. Avrupa'yı kendi küçük kıtasının sınırları içine hapsedecektir. Kafkasya'yı, Afganistan'ı ve Pakistan'ı yörüngesine çekecek. Müslüman dünyasıyla yakın ilişkiler kuracak. 

Hatta Çin'e bir ortaklık teklif edebilecek. Bu yeni blok hatırı sayılır bir askeri, mali ve enerji gücüne sahip olacak. Türk çatlağı böylece küresel bir kırılmaya yol açacaktır.

Eğer bir üçüncü dünya savaşı çıkacak olursa, bu yarıktan çıkabileceğini düşünüyorum. 

Bu senaryonun Türkiye'de karşı karşıya gelen iki taraf tarafından incelenmesini istiyorum. Emperyal mirası hem ihtişamlı hem de acınası olan ve Türkiye'yi kendi alanının dışına itmeye çalışan bir ülkeye davranan Avrupa tarafından, Türkiye'ye yönelik politikasında ikili oyun oynayarak en akıllı oyunu oynadığını düşünen Amerika tarafından.

Türkiye'de ufukta beliren kanlı çatışmanın tüm dünyayı ateşe vermesi sandığınız kadar uzak bir ihtimal değil. Birinci Dünya Savaşı iki tabanca atışıyla çıkmıştı. 

 

Salı, Ağustos 01, 2023

ERCAN ERTÜRETEN

Ercan Ertüreten bey, Kemal Kılıçdaroğlu hakkında -söylediklerime katılmamakla - hem çizginizi belli  ediyor  hem de -kuyruk acınız varmışcasına - tartışmayı benim üzerimden körüklüyorsunuz!  Esas agresif yaklaşım sizden kaynaklanıyor! 

 Sosyal Paylaşım Sitelerine gönderdiğim  yorum ve yazılarımı, İfade usullerini bilerek ve riayet ederek gerçekleştiriyorum. . 

 “Bu güne kadar yaptığım yazı ve yorumlardan şikayetçi olan  site yetkilisi olmadı.” 

Askerin nefes aldığı bu güzide sitede yaptığım yorumu, sözlerimin muhatabı olan ve saygı duyduğum değerli Hasan Peker GÜNAL Paşam beğeni butonuna basarak beni doğrulamakla kalmadı aynı zamanda gururlandırdı da! Sizin olaya sorumlu edasıyla müdahil olmanıza bir anlam veremedim. 

Gizliden gizliye şahsımı eleştireceğinize önce yorumumu bir kez daha okuyunuz derim! . 

 Sitenin sorumlusu edasıyla gürleyerek, sitenin kurucusu olan ve sorumluluğunu da yüklenen değerli Haluk Ergünt ve Caner Eren kardeşlerimin de görevlerine müdahale ediyorsunuz! 

                                                                                          *** 

Ercan bey söz açılmışken  yaşattığınız başka  üzücü olaya  geçelim şimdi. 

 Bu yıl içinde, sorumlusu olduğunuz bir sitede – bilerek veya bilmeyerek(!) - beni rencide eden olayı unutmuş değilim!. 

 Bu vesileyle -daha yakından tanınmanız açısından- olayın cereyan tarzını dost ve silah arkadaşlarım bilmek isterler, diye düşünüyorum! 

 OLAYIN CEREYAN TARZI: 

 Silahlı kuvvetlere emek verenlerin birlikte olduğu bir sitede adımı kullanarak yorum yapan bir SAHTEKARI güzide sitemizde  sizin  onurlandırdığınızı  bilsinler isterim! 

 İçler acısı, yürekler parçalayan uygulamanızı, ileti adresime yazdığınız üstünkörü ÖZÜRLE geçiştiremezsiniz!? 

 Gerçekleşen üzüntü verici olayın en canlı şahidi,  Selimiye Askeri Okulu (SAO ) birlikteliğine çok büyük emekleri geçmiş ve geçen değerli büyüğüm İ. Bora Büyüköner’dir. 

 YAPILAN HAKSIZLIĞI UNUTMAM, UNUTTURMAM BEN! 
 Fevzi Moray 
VATANSEVER…

Salı, Nisan 05, 2022

Fevzi MORAY : POLİÇE NO: 76081229   – Hasar dosya No: 20202200220                                 

                                 RAY SİGORTA   GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

1999 yılında Albaylıktan emekli olduktan sonra  silahı kalem olan  bir  müşteriniz olarak sizlerle çalışmaktan mutsuzum.    

25 Ocak 2022 tarihinde  sizin adınıza görev yapan ekspertiz Demet hanım ( (05419574262)  beni  arayarak  dosyanın hazırlanması  için isteklerini sıraladı. Kendisine hasar dosyasının teşekkülünde  her türlü kolaylık  sağlanmasına rağmen -  işten ayrıldığı için - hasar dosyasının (2)  iki ay süreyle  bekletildiği  ve RAY sigorta genel müdürlüğüne gönderilmediği   anlaşılmıştır.

Oysaki ben  bir zamanlar,  sizler sıcak odalarınızdan işlerinizi rahat ve huzur içerisinde yapasınız  diye yurdun  en ücra köşelerinde  vatanımı korumak pahasına ölümü göze alarak   görev yapmıştım!.                                                                                           

 Peki siz ne yaptınız? 

Detaylı bir araştırma yapmadan  en kolay yolu seçerek  size 2,5  ay geç gönderilen HASAR DOSYASINA  bir çırpıda “ talebinize konu zarar  sigorta şartları gereği “ teminat dışı ”kalmıştır  kararı verdiniz.  Bu mudur müşteriye yaklaşımınız? Teessüf ederim sizlere!

 Halbuki  Ekspertiz Demet hanımın bilgilerini  vermekten  çekinen acente sorumlusu Cebrail beye,  bari  “hasarın  reddine  sebep  olan hususları bildirir misiniz?” diye sorduğumda aldığım aşağıdaki cevapla  hayal kırıklığım katlandı!

[30/3 14:27] Sigorta Ray Cebrail: Merhaba Fevzi bey,

Eksper ile detaylı olarak  görüştüm hasar Red nedeni: Taş duvarın uygun evsaf ta yapılmadığı, Direnaj ve güçlendirmenin olmadı Yığma taş duvar olduğu, (Hasarın Sigorta konularına giren , Herhangi bir sel zararı olmadığı, Yer kayması, veya Depreme bağlı ) olmadığından Red verildiği, Asıl nedenin duvarın zayıf olmasından dolayı toprağın yaptığı baskıya dayanamayarak kendiliğin den yıkıldığı ,bununda Duvarın yapım hatasından izolasyon kusurundan ve duvarın yıpranmasından, zamanla yükü taşıyamamasın’ dan , yıkılmanın kaynaklandığını , Sayılan nedenlerden sigorta kapsamına girmediğini  bundan dolayı ödemenin red verildiğini belirtti.14:27                          

 

“O HALDE BİZ MÜŞTERİLER  OLARAK SİZLERE NEDEN KASKO YAPTIRIYORUZ, AÇIKLAR MISINIZ?”

Aynı tarihte  hasara maruz kalan  yan komşum  Ecevit Akkuş’un yıkılan duvarları için Çorlu /Tekirdağ  ANADOLU  sigortadan   acente sorumlusu  Avni bey  (05425175288)  tarafından  ev sahibi Ecevit Akkuş’a  12.206 TL  ödeme yapıldığını üzülerek öğrendim.

Bana gelince “teminat dışıdır” derken  hiç mi vicdanınız sızlamadı ?  

 

TEMİNAT DIŞI söyleminizi çürütmek   için Duvarların yaptırılmasında kullandığımız  Duvarcı Cemil usta  hakkında  kısa bir hatırlatma yapmam  gerekiyor.

“Sarıgerme Sari villa sitesi, bazı inşaat firmalarının özellikle kış aylarında çalışmayı göze alamadığı  yüksek ve sarp  bir bölgede  konuşludur. Bölgeye çıkış için kullanılan patika  yol,  kış şartlarında araçların seyrini  zorlaştırmaktadır. Yıllar önce sitede 2. başkan iken çalışmalarından memnun kaldığım   Cemil usta,  nazımız geçen  bir kişidir ! . Yani  “vur deyince öldürmeyecek” kadar  insaflı biridir. Bu nedenle  bizler için hasar onarım  bedelini  -malzeme masraflarıyla- sınırlı  tutmaktadır. Bu felakette hasarın  bedeli,  malzeme ve işçilik dahil olmak üzere   9000:00TL  iken  cemil usta onarım bedelini  5000 TL  ile ( yalnız malzeme  masrafı ) sınırlı tutmuştur.” 

Şimdi de sizlere güven duygusunu henüz yitirmemiş biri olarak uygulamalarınızla (!) müşteride infial uyandıran  önemli bir başka konuyu daha açıklamalıyım.

Acente sorumlusu Cebrail beyle üç yıl evvel yapılan görüşmenin sonunda poliçeye ilave edilen maddeyi bir kez daha gözden geçirmenizi tavsiye ederim.

Üç senedir  tavsiye üzerine Sarıgerme/ Ortaca/ Muğla’daki yazlığımın kaskosunu RAY sigortaya yaptırıyorum. Bu olaya kadar sigorta şirketinizden  memnun kaldığımı  belirtmeliyim. Ancak 2019 yılında acente yetkilisi Cebrail Yapıcıyla ( 05057681799) yapılan  anlaşmada poliçeye -ileride hasar tespitinde  ve ödemede bir sıkıntı yaşanmaması için- aşağıdaki şıkkın  ilave edilmesinde   mutabık kaldık.

 

 Poliçeye ilave edilen

b) “Bahçe  ve çevre duvarları istinat duvarları, rıhtımlar, teraslar, iskeleler, çeşmeler,  bina dışındaki heykeller, sarnıç ve havuzlar gibi şeyler sigorta bedelinin kapsamı içindedir”                                                      

 

Çünkü bu  husus  poliçede ibraz edilmezse  sigorta şirketleri  tespit edilen  hasarı ödemiyorlardı! Her yıl bölgede  olağanüstü  yağış olduğundan  yollar ve  bazı istinat duvarlarında hasar oluşmaktaydı.  Ancak bu maddenin  sigorta poliçesine   ilave  edilmesiyle sigorta şirketlerince hasarın ödenmesi sağlanmıştır.

 

Ayrıca Cebrail beyin  sizlerle temas kurarak gösterdiği gayretleri inkar edersem  hakkını yemiş olurum. Bu nedenle   sizlere  aşağıda sunduğu  ikinci ve son   teklife neden sessiz kaldınız , söyler misiniz? ! 

 

[30/3 14:27] Sigorta Ray Cebrail: Şimdi benim son  yapacağım işlem kaldı şirkete Her ne kadar raporda red verilsede daimi müşterimiz 3 yıldır sigorta yaptırıyor, Müşterimiz mağdur olmasın Ex grase yani hatır ödemesi yapalım,diye önemle Rica da bulundum.Oradan akşama kadar cevap gelecek ve durum sonuçlanacak. Sondurumu size bildireceğim Saygılarımla

En kısa zamanda 

 

REFERANSIM  :                   

Fevzi MORAY                                                                                                                                                      EMEKLİ P.KD.ALBAY-

Gazeteler:    www.oncevatan.com, www.yenicagri.com.tr ,  

CEP TEL: 05324500148                                                                                                                                                   

 

 

 

 

 

 

 

 

  

Salı, Eylül 12, 2017

TEKNOSA!  YETKİLİLERİ;  MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ  KONUSUNDA UYGULAMALARINIZ YÜREKLER PARÇALIYOR! İÇLER ACITIYOR!
       Dağ, Taş Demeden ülkemin  En Ücra Köşelerinde vatanı savunmak adına  31 yıl fiilen Mücadelesi Verdim. Bu sürede Askeri Üniformayı Şerefle  Taşıdım. Alnımın akıyla da 1999 Yılında  Piyade Kıdemli Albay Rütbesiyle Kutsal Yuvamdan Emekli Oldum. 
      Ben Bu Savaşı ; sizler evinizde ve iş yerlerinizde Rahat Ve Huzur İçinde  bulunasınız diye vermiştim. Ancak tutum ve davranışlarınız ruhsal ve  sinirsel yapımı alt üst etmiş ve  hicap   vericidir!.
      Meğer, telefonla yapılan konuşmaların, tarafınıza yazılı olarak gönderdiğim aydınlatıcı bilgilerin  bir anlamı yokmuş!..
      En önemlisi de anlattıklarımı göz ardı ederek beni üç kuruşluk bir cihaz için bir kalemde silip attınız!. Bu kadar ucuz mudur insan olmanın  bedeli?!
      Yoksa sizce her şey paraya mı endekslidir!?  
      Oysa ben; ağzımdan çıkanın senet kabul edeceğini,  bana güveneceğinizi  ve   sorunumu  çözeceğinizi    umut etmiştim! 
      Kurumunuzca,  mesnetsiz  gerekçeler ileri sürülerek ( su teması vb.)  iki kez  tamir için sizlere gönderdiğim cep telefonumu, hiçbir işlem yapmadan elinizin tersiyle itercesine iade ettiniz!.. Hem de sizlerle aşağıda paylaştığım şartname koşullarını dikkate almayarak yaptınız bana bu eziyeti!..
Sizlerle paylaştığım metin aşağıdadır: 
      “22 Haziran 2016  tarihinde  Fethiye/ TEKNOSA şirketinden   GENERAL MOBİLE GM5PLUS DUAL ROSEGOLD MARKALI VE 359678071159040 ÜRÜN SERİ NUMARALI AKILLI TELEFON SATIN ALDIM. Cihazın yasal garanti süresi iki yıl olarak  sigorta poliçesinde belirtilmiştir.  Yalnız hırsızlık ve kazaen zarara uğratma teminatı  BİR(1) YIL İÇİN GEÇERLİDİR ŞEKLİNDE de KAYIT DÜŞÜLMÜŞTÜR. 
12 06 2019 YILINA KADAR GEÇERLİ OLAN TEKNOSA İHTİYARİ GARANTİ SÖZLEŞMESİ DE TARAFIMDAN  Fethiye TEKNOSA’da tanzim  edilerek  264.00 LİRA EK sigorta ücreti ÖDENMİŞTİR.”
       Uygulamalarınızla   huzur içinde yaşayacağım  emekliliğimin 25 gününü  resmen Çaldınız. 
      Yazıklar olsun, sizin gibi  devasa görünümlü!  Kuruma!...
      Daha evvel   başka bir cep telefonumun arızasında da aynı sorunları yaşatmıştınız. Sonra  yanlıştan dönüp hatanızı telafi ettiğiniz için teşekkür etmiştim, hatırlar mısınız bilmem?  Yani Müşterilerinizle  olan sorunlarınızda  sınıfta kaldığınızı  gösteren  çok sayıda sabıkanız vardır!...      
      Sabıkanıza ilişkin binlerce örnekten,  şahsımı ilgilendirdiği nedeniyle yalnız birini vererek sizi tekrar uyarmam/uyandırmam mı  gerekiyor?!.
      Alın o halde örnek: 
      TEKNOSA KURUMU, (………..07-08 -2013 tarihinde Balçova ege park Teknosa' dan  986736 FATURA NUMARASIYLA aldığım  GT-S5830 SAMSUNG   markalı ikinci telefonumda   garanti belgesi henüz dolmadığı halde aynı sıkıntıları yaşatmıştı!….. ) 
      Konu derindirancak telefon ve yazışma kayıtlarına bakılırsa durumun vahameti anlaşılır. 
      Bundan dört yıl kadar evvel  olan  sorunun çözümünde yardımlarını esirgemeyen sayın Aysun Korkmaz hanımı bir kez daha  sitayişle anmak varmış, meğer!....  
 Beni en çok yaralayan konuyu  kısaca açıklamaya geldi sıra: 
      Hani diyorsunuz ya “ telefon görüşmeleri   hizmet kalitesi   bakımından kayıt altına alınmaktadır” diyehalde kayıt altına alınan  konuşmaları tekrar dileyiniz ve  müşterilerin nasıl çıldırtıldığına bir kez daha şahit olunuz.  
      Günümüzde yaşanan soruna dönecek olursak , 0850 222 55 99  üzerinden TEKNOSA Müşteri temsilcisi ile görüşmemde  ““  GENERAL MOBİLE yetkili servisine  gönderilen ürününüzde kullanıcı kaynaklı hata tespit edilmiştir, bu nedenle telefonunuzu alamıyor ve bir işlem yapamıyoruz.” şeklinde üzüntü verici   açıklama yapılmıştır. 
      Bunun üzerine telefondaki müşteri temsilcisi,  KASKO POLİÇESİ hakkında verdiğim  aydınlatıcı bilgilerden sonra  haklı olduğuma ikna olmuş ki,  cihazın,  açıklanan prosedüre göre ( ptt kodu, fatura sureti, hasar nedeni , hasar kodu vb.)   anılan adrese gönderilmesini  uygun bulmuştur. Müşteri temsilcisinin sevindirici önerisi karşısında ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. İşte budur dedim. 
      23 08 2017 tarihinde ise istenen evraklar tanzim edilerek arızalı telefonum  601806452numaralı posta koduyla  tarafımdan  TEKNOSA  Genel Müdürlüğü  merkezine  gönderilmiştir.  
       Gelelim  şahsıma 11 Eylül 2017 tarihinde yaşatılan  hüzün verici gelişmeye. 
       KARGO TAKİBİNDE anılan cep telefonumun   28 08 2017 tarihinde  ilgili bölüme gittiği, tatil nedeniyle ancak 05 09 2017 tarihinden itibaren işleme konulduğu belirtilmekteydi.  
      09 Eylül  2017 tarihinde onarımının tamamlandığını ümit ettiğim telefonumun belirttiğim İzmir/ Narlıdere’deki  adresime teslim edileceği,  yine PTT KARGO sorgulamasında açıkça  görülüyordu. 
      Büyük bir sevinçle PTT’ye gittim, koliyi aldım ve eve geldim!.  Paketi açtım ve ne göreyim, cep telefonum, TEKNOSA tarafından şahsıma hiçbir açıklama yapılmadan ve cihazıma da dokunulmadan aynen İZMİR/ Narlıdere adresime postalanmıştır!..
      Şimdi sizlerden  isteklerim vardır. 
1- Üç beş kuruşluk bir cep telefonu için  mesnetsizce gerekçeleriniz  beni hayal kırıklığına uğratmıştır. 
2- Yılların  getirdiği  ruhsal ve sinirsel  rahatsızlıklarım  sayenizde tavan yapmıştır. Yaptığınızla iftihar edebilirsiniz!...
3- Son olarak  diyorum ki, en kısa sürede mağduriyetimi önlemelisiniz. Sorunlara yaklaşımınız, bardağı taşıran son damla olmuştur. Bu nedenle hatanızı telafi ediniz. Aksi takdirde TEKNOSA’nın kapısını çalmayan insanların çoğalacağı günlere hazırlıklı olunuz..
4- Güvenimi kazanmanız ve  maddi, manevi  kayıplarımı en kısa zamanda telafi etmeniz dileklerimle!!!
Fevzi MORAY                                                                                                                                                 VATANSEVER
REFERANSIM: 


Salı, Şubat 02, 2016




                      KONU RAHMETLİ BARIŞ  MANÇO OLUNCA 
                      SÖYLEYECEKLERİM  VARDIR BENİM…


Sevgili dostlarım, sürekli memleket meselelerine  yoğunlaşmanın  insanlığa faydadan çok zarar verdiğine, ruhsal sağlığını bozduğuna  inananlardanım. Ara sıra  hayatımızı güzelleştirmenin, yüklendiğimiz stresi güzel sanatların   huzur veren  dallarında  boşaltmanın  sayısız yararları vardır. Dünya tarihine başarılarıyla damga vuran  devlet ve bilim adamlarının  yaşamları mercek altına alındığında  güzel sanatlardan  beslendikleri görülür 

Verilecek örnekte, insanlığın imrenerek ve gurur duyarak sözünü  ettiği  Ulu Önderimiz  Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK  ve  Fizikçi Albert Einstein en başlarda yer alır. Geçmiş yüzyılın tartışmasız   mümtaz kişiliği  olan  Ulu Önderimiz ATATÜRK’ ün tüm başarılarının altında “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından  biri kopmuştur” değişi yatar.

 

1921 yılında modern fizik ve Nobel Ödülüne  layık görülen Albert Einstein ise, tarihe modern fiziğin babası olarak geçmiştir. Gelin görün ki, tarihe altın harflerle ismini yazdırmış  bilim adamının güzel sanatlara olan tutkusu,  insanlık yararına  büyük  değişimlere imza atmasına  vesile olmuştur.

 

O nedenledir ki; müzik/ Resim ve benzeri  sanat kollarından  beslenenler, geçici de olsa  sıkıntılarından uzaklaşıyor ve daha  akılcı mücadele etme imkanı yakalayabiliyorlar.

Yazımın sonuna aldığım Linkler  tıklandığında dilerim  bizlerin yaşında olanlar  benim yaşadığım duyguyu  yaşayıp nostalji yapma imkanı bulurken,  bu çağın  güzel sanatlara  tutkun  gençleri  ise  ülke yararına  etkin hizmetler verirler..

 

Aşağıdaki resimlere baktığımda, kardeşim olan Nur Moray’ın,  1970’li yıllarda Kadıköy ticaret lisesinde okurken,  Milliyet gazetesinin  her yıl düzenlediği  liseler arası müzik yarışmalarında kendine ait bestelerle iki kez arka arkaya Türkiye birinciliği aldığı günleri anımsadım. Sonraki yıllarda  bir yandan esas mesleği olan muhasebeciliği başarıyla sürdürürken,  bir yandan da  müzik yaşamına, önce Barış Manço ile birlikte kurduğu Kurtalan Ekspres gurubunda  devam etmiş, daha sonraları  Edip AKBAYRAM,  Mavi Işıklar, Kaygısızlar , Erol Evgin  gibi önemli müzik  gruplarıyla  çalışmış , bestelerini plaklaştırarak  müzik adına  kalıcı başarılara imza atmıştır.  

                                                 ***                                       

 Konu, ölene kadar  onsuz yaşayamayacağım  ‘müzik’ olunca, biraz da  naçizane  kendimden bahsetmemi bağışlayın lütfen. Öğle anlaşılıyor ki müziğe olan tutkumuz  aileden genlere  işlemiş. Kuleli Askeri Lisesinde ve  Kara Harp Okulunda  müzikten  beslenerek  yaşantımı renklendirdiğimi  söylemeliyim.                                                

Askeri okul yıllarında,  Moda’da bulunan dört katlı cumbalı evimizin bodrum katı bu güne damgasını vuran  müzik tutkunlarının prova yapması için özel hazırlanmıştı.

Kuleli Askeri Lisesinden  evci iznine çıktığım günler bende aynı kadroya Tumba, Bongo, Darbuka  gibi  perküsyon  aletleriyle eşlik ederdim..

 

Kıtaya çıkışım ve başarılarımın kaynağı  olan müzik tutkum:

 

Zor şartlarda  ülkemin her yöresinde görev yapan bir asker olarak  kardeşim Nur Moray gibi profesyonelce müzik yapma şansımın olmadığı malumunuzdur. Ancak işimden artan zamanımı  o çok sevdiğim,  dinlerken ve icra ederken huzur bulduğum müzikten beslenmemek, beni insanlıktan çıkarabilirdi  diye düşünüyorum.

Daha sonraları insanların  huşu içinde dinlediği  romantik  ve kulağa hoş gelen
şarkıları uzun yıllar kışlalarda, Ordu evlerinde, tatil beldelerinin  çeşitli eğlence mekanlarında istek üzerine zevkle mırıldandım. Sevenlerce alkışlandığım sürece ruhuma  iyi ve kulağa hoş gelen müzikleri dinlemekle birlikte, amatörce icra etmeyi de sürdüreceğim.

Çünkü, insanları birleştirmenin, kötülüklerden uzaklaştırmanın  güzel sanatlarla bütünleşmekten geçtiğinin bilincindeyim. En derin sevgi ve saygılarımla..
01 Şubat 2016- İZMİR

Fevzi Moray


 yazıyı tıklar mısınız?





 45’lik plak :Nur Moray:  Gerçek Sevgi
yazıyı tıklar mısınız?






















     



 yazıyı tıklar mısınız?

 

 45’lik plak :Nur Moray:  Gerçek Sevgi


yazıyı tıklar mısınız?